İF'AL BABI MÜF'İL MÜF'AL Flashcards

1
Q

ﻣﺤﺴﻦ

A

(Ar. iḥsān “güzel yapmak, iyilik etmek”ten muḥsin)

İyilik eden, iyi ve güzel işler yapan, iyilikte bulunan, lutuf ve ihsan eden (kimse).

ﺍﺣﺴﺎﻥ) i. (Ar. ḥusn “güzel olmak”tan iḥsān)
1. Bağışlama, bağışta bulunma:

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

ﻣﻔﺴﺪ

A

(Ar. ifsād “bozmak”tan mufsid)

  1. Ara bozan, bozgunculuk yapan, fitne fesat çıkaran (kimse), bozguncu, karıştırıcı, fesatçı, fitneci

(ﺍﻓﺴﺎﺩ) i. (Ar. fesād “bozulmak, mahvolmak”tan ifsād)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

ﻣﻨﻌﻢ

A

(Ar. in‘ām “nimet vermek”ten mun‘im)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

ﻣﻜﺮﻡ

A

(Ar. ikrām “saygı göstermek”ten mukrim) Misâfir ağırlamayı seven

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

ﻣﺨﺒﺮ

A

(Ar. iḫbār “haber vermek”ten muḫbir)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

ﻣﺠﺒﺮ

A

(Ar. icbār “zorlamak, zorla yaptırmak”tan mucbir) Zorlayan, zorlayıcı, icbar edici

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

ﻣﻔﻠﺲ

A

(Ar. iflās “malı tükenmek”ten muflis)

  1. İflâs eden, malını mülkünü batıran (kimse):
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

ﻣﺮﺷﺪ

A

(Ar. irşād “doğru yolu göstermek”ten murşid)

1. Rehber, kılavuz, önder:

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

ﻣﺨﻠﺺ

A

(Ar. iḫlāṣ “saf ve hâlis kılmak; samîmî olmak”tan muḫliṣ)

İnanç, düşünce ve davranışlarında gösteriş ve iki yüzlülük bulunmayan, dostluğu içten ve samîmî olan (kimse):

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

ﻣﺴﺮﻒ

A

(Ar. isrāf “haddi aşmak, yanılmak”tan musrif) İsraf eden, tutumsuz, savurgan (kimse):

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

ﻣﻨﻜﺮ) sıf. ve i. (Ar. inkār “reddetmek, bilmemek”ten munkir)

A

ﻣﻨﻜﺮ) sıf. (Ar. inkār “bilmemek, reddetmek, hoş görmemek, yasaklamak”tan munker)
1. Ret ve inkâr olunan, kabul edilmeyen:

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

ﻣﺠﻤﻞ) sıf. (Ar. icmāl “özetlemek”ten mucmel)

1. Kısaltılmış, özetlenmiş, kısa, öz:

A

ﻣﺠﻤﻞ) sıf. (Ar. icmāl “özetlemek”ten mucmel)

1. Kısaltılmış, özetlenmiş, kısa, öz:

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

ﻣﻨﺰﻝ) sıf. ve i. (Ar. inzāl “indirmek”ten munzil) İndiren, inzal eden (Allah):

ﻣﻨﺰﻝ) sıf. (Ar. inzāl “indirmek”ten munzel)
1. Yukarıdan aşağıya indirilmiş.

A

ﻣﻨﺰﻝ) sıf. ve i. (Ar. inzāl “indirmek”ten munzil) İndiren, inzal eden (Allah):

ﻣﻨﺰﻝ) sıf. (Ar. inzāl “indirmek”ten munzel)
1. Yukarıdan aşağıya indirilmiş.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

ﻣﺜﺒﺖ) sıf. (Ar. iѕbāt “sâbit kılmak, doğrulamak”tan muѕbit) İspat eden

ﻣﺜﺒﺖ) sıf. (Ar. iѕbāt “sâbit kılmak, doğrulamak”tan muѕbet)
1. Doğruluğu ispatlanmış, doğru, sağlam:

A

ﻣﺜﺒﺖ) sıf. (Ar. iѕbāt “sâbit kılmak, doğrulamak”tan muѕbit) İspat eden

ﻣﺜﺒﺖ) sıf. (Ar. iѕbāt “sâbit kılmak, doğrulamak”tan muѕbet)
1. Doğruluğu ispatlanmış, doğru, sağlam:

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

ﻣﻬﻤﻞ) sıf. (Ar. ihmāl’den muhmil) Dikkat ve îtinâ göstermeyen, savsaklayan, ihmal eden

ﻣﻬﻤﻞ) sıf. (Ar. ihmāl “kendi hâline bırakmak; harflere nokta koymamak”tan muhmel)
1. Kendi hâline bırakılmış, boş verilmiş, önemsenmemiş, ihmal edilmiş:

A

ﻣﻬﻤﻞ) sıf. (Ar. ihmāl’den muhmil) Dikkat ve îtinâ göstermeyen, savsaklayan, ihmal eden

ﻣﻬﻤﻞ) sıf. (Ar. ihmāl “kendi hâline bırakmak; harflere nokta koymamak”tan muhmel)
1. Kendi hâline bırakılmış, boş verilmiş, önemsenmemiş, ihmal edilmiş:

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

ﻣﺮﺳﻞ) sıf. (Ar. irsāl “göndermek; salıvermek”ten mursel)
1. Gönderilmiş, yollanmış:

ﻣﺮﺳﻞ) sıf. ve i. (Ar. irsāl “göndermek”ten mursil) (Mektup, mal vb.) Gönderen, yollayan (kimse):

A

ﻣﺮﺳﻞ) sıf. (Ar. irsāl “göndermek; salıvermek”ten mursel)
1. Gönderilmiş, yollanmış:

ﻣﺮﺳﻞ) sıf. ve i. (Ar. irsāl “göndermek”ten mursil) (Mektup, mal vb.) Gönderen, yollayan (kimse):

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

ﻣﺴﻨﺪ) sıf. (Ar. isnād “nispet etmek, dayandırmak”tan musned)

1. Yüklenen

A

ﻣﺴﻨﺪ) sıf. (Ar. isnād “nispet etmek, dayandırmak”tan musned)

1. Yüklenen

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

ﻣﻠﺤﻖ) sıf. (Ar. ilḥāḳ “katmak, ilâve etmek”ten mulḥaḳ)

1. Bir bütüne sonradan katılmış, eklenmiş, ilâve edilmiş:

A

ﻣﻠﺤﻖ) sıf. (Ar. ilḥāḳ “katmak, ilâve etmek”ten mulḥaḳ)

1. Bir bütüne sonradan katılmış, eklenmiş, ilâve edilmiş:

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

ﻣﺸﻌﺮ) sıf. (Ar. iş‘ār “bildirmek”ten muş‘ir)
1. Bildiren, haber veren:

ﻣﺸﺎﺭ) sıf. (Ar. işāret “göstermek”ten muşār) İşâret edilen, işâretle gösterilen.

A

ﻣﺸﻌﺮ) sıf. (Ar. iş‘ār “bildirmek”ten muş‘ir)
1. Bildiren, haber veren:

ﻣﺸﺎﺭ) sıf. (Ar. işāret “göstermek”ten muşār) İşâret edilen, işâretle gösterilen.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

ﻣﺤﻀﺮ

A

(Ar. iḥżār “hazır etmek, getirmek”ten muḥżir) hukuk. Eskiden şer’î mahkemelerde dâvâ ile ilgili olanların duruşmada hazır bulunmasını sağlamakla görevli kimse

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

ﻣﻔﺮﻁ

A

(Ar. ifrāṭ “aşırıya kaçmak”tan mufriṭ)

1. Bir şeyi haddinden, gereğinden fazla yapan, aşırıya, ifrâta kaçan (kimse)

22
Q

ﻣﺴﻠﻢ

A

(Ar. islām “boyun eğmek, barış yapmak”tan muslim) Müslüman:

23
Q

ﻣﻮﺌﻣﻦ

A

(Ar. іmān “tasdik etmek, inanmak, boyun eğmek”ten mu’min)

24
Q

ﻣﻮﺟﺪ

A

(Ar. іcād “var etmek, ortaya çıkarmak”tan mūcid)

25
Q

ﻣﻀﺮّ

A

(Ar. iżrār “zarar vermek”ten mużirr) [Halk ağzında muzur şeklinde de kullanılır]
1. Zarar veren, zararlı:

26
Q

ﻣﺼﺮّ

A

(Ar. iṣrār “üzerine düşmek, ısrar etmek”ten muṣirr) Düşünce veya isteğinden bir türlü vazgeçmeyen, herhangi bir konuda sürekli direnen, ayak direyen, ısrar eden:

27
Q

ﻣﻘﺮّ

A

(Ar. iḳrār “kabullenmek, râzı olmak”tan muḳirr) Gerçeği yâhut suçunu bütün açıklığıyle dosdoğru söyleyen, ikrar ve îtiraf eden (kimse)

Mukarr: Kabul edilmiş

28
Q

ﻣﺪﻳﺮ

A

(Ar. idāre “yönetmek”ten mudіr)

29
Q

ﻣﻘﻴﻢ

A

(Ar. iḳāmet “bir yerde oturmak, durmak”tan muḳіm)

30
Q

ﻣﻔﻴﺪ

A

(Ar. ifāde “kazandırmak, faydalandırmak; anlatmak”tan mufіd)

31
Q

ﻣﺤﻴﻰ

A

(Ar. iḥyā’ “diriltmek, canlandırmak”tan muḥyі)

32
Q

ﻣﻔﺘﻰ

A

(Ar. iftā’ “fetvâ vermek” > muftі’den ses uyumu ile müftü)

33
Q

ﻣﻮﺟﺮ

A

(Ar. іcār “kirâya vermek”ten mūcer) Kirâya verilen, kirâlanan (şey).

34
Q

ﻣﻄﺎﻉ

A

(Ar. iṭā‘at “boyun eğmek”ten muṭā‘)

Emrine uyulan, önünde boyun eğilen, sözü dinlenen, itâat edilen:

“Cihan-mutâ’: Dünyânın emrine boyun eğdiği (kimse).”

35
Q

ﻣﺮﺍﺩ

A

(Ar. irāde “dilemek, istemek, seçmek”ten murād)

1. Erişilmek istenen, olması, gerçekleşmesi arzu edilen şey, istek, dilek, amaç:

36
Q

ﻣﺸﺎﻉ

A

(Ar. işā‘a “yayılmak; müşterek olmak”tan muşā‘)

1. Pek çok kimse tarafından duyulmuş, yayılmış, şâyi olmuş.

37
Q

ﻣﻠﻐﻰ– ﻣﻠﻐﺎ

A

(Ar. ilġā’ “lağvetmek”ten mulġā) Kaldırılmış, feshedilmiş, lağvolunmuş:

38
Q

ﻣﻤﻀﻰ– ﻣﻤﻀﺎ

A

(Ar. imżā’dan mumżā)

1. İmzâlanmış, imzâlı

39
Q

ﻣﻤﻜﻦ) sıf. (Ar. imkān’dan mumkin) Mümkün kelimesinin eski metinlerde geçen asıl şekli.

A

ﻣﻤﻜﻦ) sıf. (Ar. imkān’dan mumkin) Mümkün kelimesinin eski metinlerde geçen asıl şekli.

40
Q

ﻣﻮﻗﻮﻒ) sıf. ve i. (Ar. vaḳf “durmak; durdurmak, alıkoymak; vakfetmek”ten mevḳūf)
1. Tutuklu, tutuklanmış, tevkif edilmiş (kimse):

A

ﻣﻮﻗﻮﻒ) sıf. ve i. (Ar. vaḳf “durmak; durdurmak, alıkoymak; vakfetmek”ten mevḳūf)
1. Tutuklu, tutuklanmış, tevkif edilmiş (kimse):

41
Q

ﻣﺒﺪﻉ

A

(Ar. ibdā‘ “yaratmak, îcat etmek”ten mubdi‘)

  1. Yok iken var eden, varlık âlemine çıkaran (Allah):
42
Q

ﻣﺒﻄﻞ

A

(Ar. ibṭāl “hükümsüz bırakmak”tan mubṭil)

Yürürlükten kaldıran, hükümsüz bırakan, iptal eden.

43
Q

ﻣﺠﺮﻡ

A

(Ar. icrām “cürüm işlemek”ten mucrim)

Suç işlemiş olan, suçlu, kabahatli kimse:

44
Q

ﻣﺤﺮﻕ

A

(Ar. iḥrāḳ “yakmak”tan muḥriḳ)

  1. Yakan, yakıcı: “Nâr-ı muhrik: Yakıcı ateş.”
45
Q

ﻣﺪﻫﺶ

A

(Ar. idhāş “dehşet vermek”ten mudhiş)

  1. Ürküten, korkutan, dehşet veren, dehşetli:
46
Q

ﻣﺤﻜﻢ

A

(Ar. iḥkām “sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek”ten muḥkem)

  1. Dayanıklı, güçlü duruma getirilmiş, sağlamlaştırılmış, sağlam, kuvvetli, metin:
47
Q

ﻣﻠﻬﻢ

A

(Ar. ilhām “kalbine telkin etmek”ten mulhem)

  1. İlhâma mazhar olmuş, ilham almış (kimse)
48
Q

ﻣﺒﻬﻢ

A

(Ar. ibhām “açıklamamak, belli etmemek”ten mubhem)

  1. Ne olduğu açıkça anlaşılmayan, belirsiz
49
Q

ﻣﻠﺰﻡ

A

(Ar. ilzām “susturmak; gerektirmek”ten mulzem)

  1. Bir tartışma, münâzara vb.nde yenilip konuşamaz, cevap veremez duruma getirilmiş, susturulmuş:
  2. Gerekli görülmüş, lüzumlu, gerekli:
50
Q

ﻣﻨﺰﻝ

A

(Ar. inzāl “indirmek”ten munzel)

1. Yukarıdan aşağıya indirilmiş.