Ab. English - Lower Intermediate 4 Flashcards Preview

T-E Flashcards > Ab. English - Lower Intermediate 4 > Flashcards

Flashcards in Ab. English - Lower Intermediate 4 Deck (55)
Loading flashcards...
1
Q

Rapor edebileceğim hiçbir şey yok.

A

I have nothing to report.

2
Q

Öğle yemeğinden sonra bitireceğim. Saat 5’te masanızda olacak.

A

I will finish it after lunch. It will be on your desk at 5.

3
Q

Öğle yemeğinden sonra ofise geri gelecek misiniz?

A

Will you come back to the office after lunch?

4
Q

Buraya geri gelme.

A

Don’t come back to this place.

5
Q

Tüm öğleden sonra evde olacağım.

A

I will be at home all afternoon.

“I will be at…”

6
Q

Başka bir şey ister misin?

Başka ne istersiniz?

A

Do you want anything else?

What else do you want?

7
Q

Başka bir şey? (Mesela toplantının bittiğini teyit ederken)

A

Anything else?

8
Q

Odada başka kimse var mı?

A

Is there anybody else in the room?

9
Q

Eşimi ara ve akşam yemeği için evde olamayacağımı söyle. Yaklaşık 11’e kadar bir müşteri ile birlikte olacağım.

A

Call my wife and tell her that I won’t be home for dinner. I will be with a client until about 11.

10
Q

Yaklaşık iki metre uzunluğundadır.

A

It is about two metres long

11
Q

Aşağı yukarı 7 gibi geleceğim.

A

I will come at about 7.

12
Q

Ebru’ya söyle bu akşam arabaya ihtiyacım yok.

A

Tell Ebru, I won’t need the car tonight.

13
Q

Hemen icabına bakacağım.

A

I will see to it immediately.

see to(f):icabına bakmak, ilgilenmek.

14
Q

hemen, derhal.

A

immediately=right now=at once

15
Q

Camı açabilir miyim?
Yarın sizi arayım mı?
Çantanı taşıyabilir miyim?

A

Shall I open the window?
Shall I phone you tomorrow?
Shall I carry your bag?

OFFERS WITH SHALL

16
Q

Sinemaya gidelim mi?
Buluşalım mı?
Menüyü isteyelim mi?

A

Shall we go to the cinema?
Shall we meet?
Shall we ask for the menu?

SUGGESTIONS WITH SHALL

17
Q

Kredi kartınızı çıkarabilir misiniz, lütfen?

A

Can you get out your credit card, please?
Can you get your credit card out, please?

get something out=get out something

18
Q

Lütfen yataktan çık.

A

Please, get out of bed.

get out of(f):kurtulmak, dışarı sızmak.

19
Q

Saat yedide benim evde buluşalım olur mu?

A

We will meet at my home at seven o’clock, OK?

20
Q

Bize katılmaları için onları davet ettim.

A

I invited them to join us.

21
Q

Eğer geliyorlarsa, söyle onlara biraz kırmızı şarap getirsinler.

A

If they are coming, tell them to bring some red wine.

“If they are coming…”
“tell them to…”

22
Q

Eğer onlar geliyorsa ben burada olmayacağım.

A

If they are coming, I will not be here.

“If they are coming…”

23
Q

Onlara bu kaydı dinlemelerini söyle.

Onlara teşekkür etmelerini söyle.

A

Tell them to listen to this record.
Tell them to say thank you.

“tell them to…”

24
Q

An itibariyle daha iyi hale geliyor.

A

This is getting better by the minute.

by the minute:an itibariyle.

25
Q

Öyle bir yemek yapacağım ki ağzının suyu akacak.

A

I’m going to prepare a dinner that will make your mouth water.

26
Q

İlk önce ne(hangisini) yapmalıyız?

Film izlemek mi yoksa akşam yemeği yemek mi?

A

What shall we do first?

Watch the film or have dinner.

27
Q

İlk önce yemek yediğimizde daima film boyunca uyuyoruz.

A

When we have dinner first, we always sleep through the film.

28
Q

Son iki yıldır…

A

For the past two years, …

29
Q

O zamana kadar aynı şirketteydim.

A

I had been at the same company up until then.

up until then(zf.): o zamana kadar.
up until now(zf.): şimdiye kadar.

30
Q

Seni görmek güzel.

A

Good to see you.

31
Q

Önce film izleyelim, sonra akşam yemeği yiyelim.

A

We will watch the film first, then have dinner.

32
Q

Çocukları hakkında sohbet etmeyi sever.

A

He likes to chat about his children.

33
Q

Söz veriyorum uyuya kalmayacağım.

A

I promise you I won’t fall asleep.

“fall asleep(f.)”: uyuya kalmak.

34
Q

Söz.

A

It is a promise.

35
Q

Uyumadığında film boyunca konuşuyorsun.

A

When you don’t sleep you talk through the film.

36
Q

Eğer böyle homurdanacaksan, spaghetti yiyemeyeceksin.

A

If you carry on like that you won’t get any spaghetti.

37
Q

Durma, devam et!

A

Don’t stop, carry on!

38
Q

Devam et, dinliyorum.

A

Carry on, I am listening!

39
Q

Bana bu şekilde konuşma!

A

Don’t speak to me like that!

40
Q

Şaka yapıyorum.

A

I’m joking.

41
Q

Saat neredeyse 10 olmuş.

A

It’s almost 10 o’clock.

42
Q

Neredeyse 25 yaşındayım.

A

I’m almost 25.

43
Q

İstediğin kadar dondurma yiyebilirsin.

Tenisi futbolu sevdiğim kadar seviyorum.

A

You can eat as much ice-cream as you want.

I like tennis as much as I like football.

“as much as”

44
Q

Tek başıma olmak istiyorum.

Yarın tek başıma olacağım.

A

I want to be on my own.

Tomorrow I will be on my own.

“on my own(zf.)”: tek başıma.
on his own
on her own
on their own

45
Q

Camı açabilir misin?
Tuzu uzatabilir misin?
Bana başka bir bira daha getirebilir misin?
Bana elini uzatır mısın?

A

Will you open the window?
Will you pass the salt?
Will you get me another beer, please?
Will you give me a hand, please?

ORDER and REQUESTS “WILL YOU”
“Would you” “will you”‘nun kibar versiyonu. Günlük yaşamda “would you” kullanmalıyız. Will you ifadesi yakın arkadaşlara karşı kullanılabilir.

46
Q

Lütfen biraz sessiz olabilir misiniz?
Bana bir iyilik yapabilir misin?
Tuzu uzatabilir misin?
Camı açabilir misin?

A

Would you please be quiet?
Would you do me a favour?
Would you pass the salt?
Would you open the window?

ORDER and REQUESTS “WOULD YOU”

47
Q

Müziğin sesini biraz kısabilir misiniz, lütfen?
Bana dergiyi uzatabilir misiniz, lütfen?
Bana kalemini ödünç verebilir misiniz?

A

Would you turn down the music, please
Would you pass me that magazine?
Would you lend me a pen?

ORDER and REQUESTS “WOULD YOU”

48
Q

Camı açabilir misin, lütfen?

Camı açmak ister misin?

A

Will you open the window, please?
Do you want to open the window?

“Will you…?” implies indirect.
“Do you want…?” implies direct.

49
Q

Bunu sır olarak sakla, lütfen.

A

Keep this secret, please

50
Q

Kimseye söylemeyeceğine söz veriyor musun?

A

Will you promise not to tell anyone?

51
Q

Yılbaşından önce geleceğime söz veriyorum.

A

I promise you that I’ll come before Christmas

52
Q

Bir daha ki sefere gelmen şartıyla bugün geleceğim.

A

I will come today on condition that you come next time.

on condition(zf.): şu şartla

53
Q

Kazanılan paranın yarısını isterim.

A

I want half of the winnings.

54
Q

Yarım litre

Yarın saat

A

Half a litre

Half an hour

55
Q

Yarım saat içinde seninle olacağım.

A

I will be with you in half an hour.